FNSS, Seri Üretime Hazır KAPLAN MT’yi ve ZAHA Konseptini, İlk Kez INDO DEFENCE’de Sergiliyor

INDO DEFENCE’de, seri üretime hazır olarak sergilenen Orta Ağırlık Sınıfı Tank KAPLAN MT, FNSS ve PT Pindad tarafından, ortak bir çalışma kapsamında geliştirildi. Türkiye ve Endonezya arasında imzalanan, savunma sanayisi iş birliği anlaşması çerçevesinde geliştirilen aracın kalifikasyon testleri, Temmuz ayında başladı. Kalifikasyon testlerini, Ağustos ayında başarıyla tamamlayan KAPLAN MT, proje başında ortaya konan gereksinimleri karşıladığını ve hizmete hazır olduğunu, kullanıcısına gösterdi.

Kalifikasyon testleri, Mayın Testi, Dayanıklılık Testleri ve Atış Testleri olmak üzere, üç grupta gerçekleştirildi. Testlerin ilk ayağı olan Mayın Testi, Temmuz ayında, tam ölçekli mayın prototipi ile başarıyla tamamlandı.

KAPLAN MT’yi, Endonezya’nın zorlu koşullarında sınayan Dayanıklılık Testleri, 6-16 Ağustos tarihlerinde, Java Adası’nda yapıldı. Testlerde, adanın Batı bölümünde, farklı arazi ve iklim koşullarını kapsayan, yaklaşık 2 km’lik bir rota kullanıldı. Bandung’da başlayan rota; Cipali, Tegal, Semarang, Sarangan, Jogjakarta, Kebumen, Subang, Parompong’un ardından, yine Bandung’da sona erdi.

Atış Testleri ise 25-27 Ağustos tarihlerinde, Bandung’da gerçekleştirildi. KAPLAN MT, hareket halindeyken, yine hareketli hedefleri tam isabetle vurarak etkinliğini gösterdi. FNSS Genel Müdürü ve CEO’su K. Nail Kurt, FNSS’nin, KAPLAN MT ile başardıklarını şöyle sıralıyor: “KAPLAN MT, günümüzün asimetrik harp şartlarında, çok etkili olacak bir çözüm. Kolay ve hızlı konuşlanma, yüksek hareket kabiliyeti, düşük görünürlük, yüksek ateş gücü ve maliyet etkinlik gereksinimlerinin hepsini karşılıyor. Düşük ağırlık ve silüete sahip olan araç, kullanıcısına, balistik ve mayın koruması konusunda da yüksek performans sunuyor. KAPLAN MT’nin, sınıfının en üstün balistik ve mayın korumasına sahip platformu olmasını hedefledik ve tamamladığımız zorlu testlerin ardından, bu hedefimize ulaştığımızı göstermenin mutluluğunu yaşıyoruz. KAPLAN MT’nin, muharebe sahasına önemli yenilikler getireceğini, önümüzdeki dönemde, hep birlikte göreceğiz. FNSS olarak, ortağımız PT Pindad ile birlikte, dost ve müttefik ülke Endonezya’nın bu kritik ihtiyacını, en üstün çözümle karşılamak, bizlere gurur veriyor. Şunu, rahatlıkla söyleyebiliriz: Endonezyalı dostlarımız, FNSS’yi, bir Endonezya şirketi gibi görebilirler.”

Deniz Piyadelerinin Koruyucusu ZAHA

ZAHA, Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığının amfibi zırhlı araç ihtiyacını karşılamak için, 2017 yılında imzalan sözleşme uyarınca, FNSS tarafından geliştiriliyor.

Zırhlı amfibi hücum araçları, amfibi harekâtta; hem birliklerin kıyıya güvenli bir şekilde çıkartılmasını sağlıyor hem de karaya çıktıktan sonra, bir zırhlı personel taşıyıcı olarak görev yapıyor. Bu araçlar, harekâtın amfibi hücum safhasında, havuzlu çıkarma gemilerinden denize iniyor ve yüksek süratle gemi-kıyı intikalini yaparak birliklerin, koruma altında, en kısa zamanda karaya çıkmasını sağlıyor. Karada ise diğer zırhlı araçlarla yan yana görev icra edebiliyor. Zırhlı amfibi hücum araçlarının, görev tanımlarının gereğince, çift doğalı araçlar olarak, hem denizde hem de karada üstün performans göstermeleri gerekiyor. Dünyada çok az sayıda ülke, bu tür araçları envanterinde bulunduruyor. NATO ve müttefiklerinde ise bu sınıftaki araçları üreten, FNSS dışında tek bir firma bulunuyor.

FNSS, ZAHA ile zırhlı amfibi hücum araçlarını, 21’nci yüzyıla taşıyor. ZAHA’nın, benzerlerine göre:

• Araç içerisinde taşınacak personel sayısı,
• Balistik ve mayın koruma seviyeleri ve
• Karada ve suda sağlanacak performans kriterleri konularında üstün olması hedefleniyor.

Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından tedarik faaliyetleri yürütülen Zırhlı Amfibi Hücum Araçları (ZAHA) Projesi kapsamında, FNSS, 23 adedi personel taşıyıcı, 2 adedi komuta kontrol aracı ve 2 adedi de kurtarma aracı olmak üzere, toplam 27 adet araç teslim edecek.

FNSS Genel Müdürü ve CEO’su K. Nail Kurt, ZAHA’nın, çok özel bir araç olduğunu vurguluyor:

“ZAHA, deniz piyadelerini, hem hızlı hareket etme gerekliliği sağlamak hem de denizde, tehditlere açık kalınan süreyi kısaltmak için, en kısa zamanda kıyıya ulaştırmalı. Kıyıda ise hem bir zırhlı muharebe aracı gibi etkin bir şekilde görev yapmalı hem de üstün balistik ve mayın koruması sağlamalı. Kısacası, ZAHA ortaya çıkana kadar, böyle bir araç yok. ZAHA’yı, son 50 yılın en önemli amfibi harekâtlarından birini, başarıyla gerçekleştirmiş Türk Deniz Kuvvetlerinin zorlu gereksinimlerini karşılamak için geliştiriyoruz. Endonezya gibi ada devletleri başta olmak üzere, amfibi harekât gereksinimleri üst düzeyde olan dost ve müttefik ülkelerin de ZAHA’nın üstün özelliklerini talep edeceğini biliyoruz ve onlarla çalışmak için sabırsızlanıyoruz.